Yağlıdere Ziraat Odası
Başkanı Sezai ÇAĞLAR yeni fındık sezonu öncesi yaptığı
değerlendirmede şunları kaydetti;
FINDIK, hem bölge
insanının temel geçim kaynağı olması hem de ülke ekonomisine sağladığı katkı
gibi nedenlerden dolayı , ülkemiz için
önemli ve stratejik bir üründür. Bölge ekonomisinin de temel unsurudur.
Dolayısıyla fındık
üretiminin geliştirilmesi ve güçlendirilmesi, bu doğrultuda ortaya konacak
politika ve uygulamaların ciddiyetle ele alınması gerekmektedir. Fındık üreticileri yaklaşan fındık sezonu
öncesinde fındık bahçelerinde budama, gübreleme, ilaçlama vs. birçok zahmetli
ve maliyetli uğraşları yerine getiriyor. Dolayısı ile bunun karşılığında da istikrarlı
bir fiyat politikası bekliyor.
“DEVLETİN
FINDIK POLİTİKASI UZUN VADELİ OLMALIDIR’’
Fındık
üreticisinin istikrarlı bir fiyat politikası beklediğine değinen Çağlar, şöyle
devam etti;
Bu noktada Devletin
fındık politikasını uzun dönemli olarak belirlemesi, fındık üretimi yapan
çitçimizin ve fındık ticareti ile uğraşan sanayicinin fındık alımında tekel
olan firmanın zulmünden acilen kurtarılması gerekmektedir. Serbest piyasanın
devlet olmadan tekelleştiğini gördük. Artık şeffaf rekabet ortamının
kalmadığını söyleyebiliriz. Türkiye’de son yıllarda yabancı firmaların tekeline girmiş bir fındık
sektörü oluştu. Serbest piyasa serbest piyasalıktan çıkmış durumda.
Devletimiz böyle bir tabloda mutlaka
müdahale etmelidir. İstikrarsız ve tekelleşen fındık sektöründe üretici yüksek
maliyet ve düşük fiyatlarla mağdur edilmemelidir. Fındık üreticisi bu muameleyi
hak etmiyor. Üretici düşük fiyat karşısında devletin müdahalesini istiyor. Çiftçimizin
beklentisi fazla değil sadece maliyetin üzerinde
fiyatın istikrarlı bir şekilde devam etmesidir.
Devletimiz,
üreticimizin sesine kulak vermeli, fındık politikasını belirlemeli, fındığın
fiyatını ya taban fiyat ile sabitlemeli ya da en geç Haziran ayı başında müdahale alım fiyatını açıklamalıdır. Fındık
üreticisi fındık hasadına başlamadan önce fındığın fiyatını bilmelidir.
Aynı zamanda tüccarda fındığı üreticiden kaça alıp kaça
satacağının hesabını yapmalıdır. Böylece
fındık üzerinden rant sağlayan tekelci alıcının da oyunu bozulacaktır.
‘’FİSKOBİRLİK
DESTEKLENMELİDİR’’
ÇAĞLAR sözlerine; Devlet
yetkililerimizden ve bürokratlarımızdan isteğimiz
bu önerilerimizin dikkate alınmasıdır. Çiftçimiz ile devletimiz el ele vermeli
birlikte hareket etmeli, fiyatı düşürmemeli ve dövize ihtiyaç bulunan böyle bir
ortamda fındıktaki döviz geliri kaybını önlemelidir. Üreticinin zarara
uğramasını önlemek için fındıkta asgari 18-20 liralık bir taban fiyatı
oluşturulmalıdır.
Üretici
maliyetleri, enflasyon ve üretici refahı göz önünde bulundurularak ya TMO'nun piyasaya en az kilogram başına 20 liradan
girmesi ya da TMO’ya gerek kalmadan FİSKOİRLİK’in desteklenmesi gerekmektedir.
Bu işi en iyi bile, bu işin asıl sahibi
Fiskobirliktir. Dolayısı ile Fiskobirlik’in yapısında bir takım düzenlemeler
yapılarak hazır hale getirilmesi ve güçlendirilerek piyasaya müdahale etmesi
sağlanmalıdır. Gerçek görev Fiskobirlik’in olmalıdır.
Çiftçimizden ricamız
ise bir yıl boyunca emek verip, çalışıp çabalayıp bir araya biriktirdiği
fındığını satmak için acele davranmamasıdır. Fındığını ihtiyacı kadar satması
kendi çıkarına olacaktır. diyerek devam etti.
‘’ ARACI DEĞİL ÜRETİCİ
KAZANSIN’’
ÇAĞLAR, Fındıkta verim
ve kaliteyi artırarak, çok üretip, çok satmak ve böylece de çok kazanmayı hedeflediklerini
ifade ederek şunları kaydetti:
Tek amacımız üretmek,
ürettiğini değerinden satabilmektir. Çiftçimiz kazanamıyor, tüketicimiz makul
fiyatlarla ürün satın alamıyor. Bunun sorumlusunun kendine tekel oluşturmaya çalışana aracı
firmalar olduğunu bugün herkes öğrendi. Vatandaşımız
da hükumetimiz de artık bunun farkında. Aracı değil, üreten, tohum eken, fide,
fidan diken, hayvancılık, arıcılık, balıkçılık yapan üreticimiz kazansın.
“Unutulmasın ki
çiftçinin refahı, ülkenin refahıdır”